
Kanser vakalarında çok sık rastlanmayan tiroit kanseri bir endokrin organ kanseridir. Son yıllarda görülme sıklığı artarken, uzmanlar özellikle Çernobil faciasından sonra tiroit kanserinin görülme sıklığının arttığını söylüyorlar. Günümüzde görüntüleme yöntemlerindeki kullanılan teknolojilerin önemli bir ölçüde ilerlemesi ile tiroit kanserinin teşhis oranı da artmıştır. Birçok alt türü olan tiroit kanserlerinin günümüzde tedavisi yüksek oranda mümkündür.
Tiroit boynun ön tarafında Adem elması çıkıntısının hemen altında yer alan küçük ve kelebeği andıran bir şekli olan organdır. U ya da H harfine de benzetilen bu organlar birer bezdir ve triiyoditronin ve tiroksin (T3 ve T4) hormonlarının üretiminden depolanmasından ve gerektiğinde de salgılanmasından sorumludur.
Tiroit Kanseri Nedir?
Tiroit kanserinde diğer çoğu kanser gibi tiroit hücrelerinin kontrolsüz bir şekilde çoğalıp nodül adı verilen bir kitle oluşturması ile başlar. İstatistiklere göre nodüllerin %95'i iyi huyludur ve kansere neden olmaz. Geriye kalan %5'lik kısımda ise hücreler kontrolsüz büyümeye devam edebilir ve bu da kansere yol açabilir. Kansere yol açan bu kontrolsüz hücre büyümeleri teşhis konulmadığında veya müdahale edilmediğinde tiroit içerisine başta olmak üzere lenf nodlarına ve boyun yapılarına yayılabilir. Aynı zamanda nadir görülse de kanserli hücreler kan yoluyla vücuda yayılabilir ve bazı vücut bölgelerinde metastaza neden olabilir. Ne kadar kötü görünse de tiroit kanserlerinin büyük bir bölümü tedavi edilebilmektedir.
Kadınlarda tiroit kanseri erkeklere göre 3 kat daha fazla görülmektedir. Uzmanlar istatistikler baz alındığında her 119 kişiden birinin hayatında tiroit kanseri görüldüğünü söylüyorlar. Fakat bu kanserin son 5 yıllık tedavilere bakıldığında hastalıktan kurtulma olasılığı %97.3 olduğu görülmektedir.
Tiroit Kanseri Belirtileri Nelerdir?
Tiroit kanseri belirtileri denildiğinde hastaların birçoğunun semptom göstermediği belirtilmektedir. Görülen belirtilerden en sık olanı boynun ön tarafında beliren bir şişliktir. Daha az rastlanan semptomlar arasında ise boyun lenf bezlerinde büyüme, ses kısıklığı, yutma güçlüğü, nefes darlığı ve tiroit bölgesinde ağrı görülebilir. Fakat bu belirtilerin olması her zaman tiroit kanseri demek değildir.
Kanser olmayan tiroit nodülleri, basit tiroit büyümeleri, üst solunum yolu enfeksiyonu gibi rahatsızlıklar da bu semptomları gösterebilir. Fakat bu rahatsızlıkların çoğu zaman tiroit kanseri ile alakası olmamaktadır. Ancak bir uzman doktora görünmek en doğru yoldur.
Tiroit kanserinden korunmak çoğu zaman mümkün olmaz. Fakat riski azaltmak için bazı önlemler mevcuttur. Örneğin tiroit kanserini tetikleyici bir genetik mutasyon varsa tiroidin tamamı çıkarılabilir veya radyasyona maruz kaldıysanız potasyum iyodür tabletleriyle radyasyonun tiroit üzerindeki etkisi azaltılabilir.
Tiroit Kanserinin Teşhisi ve Tedavisi
Tiroit kanserinin teşhisi sürecinde nodülün yarattığı şişkinlik doktor tarafından fiziksel muayene edilirken fark edilebildiği gibi siz de veya bir yakınınız da bu şişliği fark edebilir. Ayrıca baş veya boyun ile alakalı başka tetkikler yapılırken de rastlantısal olarak görülebilir. Doktorunuz fark ettiği nodüllerin ardından aşağıdaki maddelerde bulunan testlerin ihtiyaca göre tamamı veya bir kısmını yapar:
- Kan tetkikleri: Tiroit hormon seviyelerinin belirlenmesidir.
- Ultrasonografi: Ses dalgaları kullanılarak tiroit nodülleri görüntüleme yöntemiyle değerlendirilir.
- Sintigrafi: Gama kamera ile tiroidin görüntülenmesidir.
- Biyopsi: Nodül içerisinden hücre örneği alınır ve patoloji laboratuvarında değerlendirilir.
Teşhis konduktan sonra doktorunuz tümörün tipi, boyutu ve ağırlığına göre tiroit kanserinin tedavisi sürecini başlatır. Tedavi uygulamalarında ise biri veya birkaçı uygulanabilir:
- Cerrahi tedavi: Tiroidin her iki lobu arasındaki bağlantı sağlayan isthmus isimli doku alınır.
- Radyoiyot tedavisi: Cerrahi tedaviden sonra vücutta kalan kanserli hücrelerin öldürülmesi işlemidir.
- Radyoterapi: Yüksek doz radyasyon ile kanserli hücrelerin öldürülmesi işlemidir.
- Kemoterapi: Diğer tedavilere cevap verilmediğinde ve metastazlarda kullanılır. Nadiren uygulanır.